Bilinmek İstenmeyen Bilinirlikler

Bilinmek İstenmeyen Bilinirlikler

Ardında bıraktığın yarayla büyüyorum...

Ardında bıraktığın yarayla kanıyorum...

Bir volkanım sanki, içten içe patlamaya hazırlanıyor duygularım. Ciğerlerimi saran külün tadı ağzımda, yutkunuyorum küllerimi, duman olup çöküyor hatıralara, gerçeklikle hayal arasındaki çizgiyi çözemiyorum.

Ben böyle bir gidişi hayal edemezdim...

Ben böyle bir gidişi son gülüşüne saklamışsın nereden bilecektim…

Bilemedim...

Oysa;

Sen gülünce ben sanki oracıkta ölürdüm. Dururdu zaman, saklanırdı senin olmadığın mekanlar, bir sen olurdun aklımda kalan.

Ben o gülüşünün, üzerine atılan tonlarca toprak olup, beni canlı canlı gömeceğini nasıl tahmin edebilirdim.

Edemedim..

Tanrısını kaybetmiş bir evrende sıkışmış gibiyim.

Gelmişi, geçmişi, geleceği anlamsız olan bir zaman diliminde, karanlığa saklanmış o kaçak yolcu sanki benim…

Gidecek bir yerim yok, çaresizce olduğum yerde ayağımın altından akan yolları izliyorum.

Güzel şeyler görüyorum sanırım. Yani her şey olması gerektiği gibi ama anlamları alınınca içimden o şeylerin...güzele nasıl güzel denir bilemiyorum.

Sevilesi şeyler, mutluluk vermesi gereken hisler doluşuyor içime...yeşile, maviye, beyaza bağlıyorum tüm umutlarımı…

Bir çocuk kahkahası yürüyüp geçiyor kulaklarımdan tam da o an…

Gözlerimde dolu dolu hasret…gözlerimi boğuyor hasret...

Baksam hiç durmayacak bir yağmur yağacak…biliyorum.

Bakamıyorum.

Sesler kaldı geriye, sesler var sadece gözlerimde...Görüntüler silik ve anlamsız artık. Gölgeler arasında saklanmış bir el veda ediyor varlığıma, hissediyorum.

İçimde kül ve duman...

Öyle ağırım ki, ellerimi kaldırıp karşılık veremiyorum.

Karşılık verirsem bütün yağmurlar solacak…korkuyorum.

Ah Karşılık veremedim...

Oysa gecenin ayazını paylaşan tek bir nefes olmaya söz vermiştik. Vedalar yakar derlerdi insanı, yalan. Ben içimde büyüyen volkana rağmen titriyorum.

Ciğerlerime dolan yalnızlığı ısıtacak bir sözcük bulamıyorum…

Haykırsam belki azalırdı acım ama haykırsam bir volkan gibi patlarım.

Yalnızlıktan öyle üşüyor ki varlığım, eğer haykırırsam, içinden dişleri sivriltilmiş buz parçaları saçılan bir volkan gibi saçmalarım…

Ardında bıraktığın yarayla büyüdüm.

Ardında bıraktığın yarayla kanadım.

Ben böyle bir gidişi asla hayal edemezdim.

Ben böyle bir gidişi son gülüşüne saklayacakmışsın, nereden bilecektim.

Bilemezdim...

Bilemeden öldüm..

Söylemeden öldün...

28 Kasım 2021 2-3 dakika 101 denemesi var.
Yorumlar (4)
  • 3 yıl önce

    Karanlık ve gotik tarzınızın, bana aydınlık gelen bir yanı var. Tebriklerimle.

  • Boyutlar ve nedenler farklı. Ölümler aynı...Aşk doğurur mu her ölüm bilemedim? Hüzne sardım, geceyi gece yapan karanlığı sökmeye çalıştım, ölümün yuvasından...İnşallah güneş vaktinde doğar. Ne geç ne de erken...Tebrik ediyorum Menekşe hanımcığım! Acıdan doğar insan. Güneşten alır umudu. Kalemi besleyen bütün yaşanmışlıklar adına ve dünyayı yaşanılır kılan bütün hayaller adına. Yüreğinize kuş konsun! diyor ve çekiliyorum...:)