Islak

ne
kadar
yakınız uzağa
kaç kör kuyu eder dibine kadar yalnızlık
gün,
güneş
batmasın,
batmasın doğacaksa ikinci el gecelere aşk
hiç
bir nota
terk etmesin şarkılarını
bir deri bir kemik kalacaksa ruhlarımız
terk
etmesin
gölgeler bedenlerini
tutuşmasın, yanmasın eteklerinden güneş
ne
kadar
yakınız uzağa
inan bilemiyorum ama t/uzak biziz galiba
iyisi mi
şimdiden biz,
sorgusuz, sualsiz
tutuklayalım tutkusuz aşkları, tutuksuz aldanışları
iyisi mi
şimdiden biz,
egoist aptalların
elinde erimeden insanlığın fani kaderi
bir
çocuğun
nedensiz, gidensiz
gülümsemesine tutunalım sıkıca
yoksa
gün gelecek
çiçek açmayı unutacak çocuklar
ve gün gelecek mızraklanacak renklerinden tüm çiçekler
yada
hiç ama hiç
gelmeyecek, gelemeyecek gün
uzağı da tuzağıda biz olacağız belki de yakınımızın
ve
ıslak bir telaşla
hiç utanmadan, sıkılmadan
“n’olur tanrım bir gün daha” diye yalvaracağız...