Güvercin Günlüğü l



~~ Öngörüş'me



Tanımlanamayan bir cisimdi o 

Nereden geldi 

Niye geldi bilinmeyen 

Kimdir kimcidir necidir belli olmayan 

Işınlanıp şıp diye önümüze düşeveren



Duyduğum kadarıyla 

Kıraathane köşelerinde 

Ve haseten 

Vakit namazları arasında sıklıkla bahsedilen 



Söz gelimi buralıdır diyelim biz abimiz için en baştan

Hemencecik şuralı

Belki de değil bilmiyoruz 

Doğma büyüme buralı olan da bilmiyor 

Gelip geçen de

Yüzü bilindik eşraftan değil kesin

Lakin 

Gözün bir yerden ısırdığı dolaydan da olabilir 

Yalnız 

Etraftaki bütün hayvanatla haşır neşir 

İlginç 



Öyle yadırganan yüz de değil ha

Akını griye kotarmış 

Hacı değilse dahi 

- İmam efendiye göre hacı bana göre değil 

Hacıvari sakalla kamufle 

Akın akın ak pak 



Baksanıza 

Nasıl da uzun zamandır kimsenin giremediği

Girenin çıkamadığı

İçeriden kilitli han kapısı gibi çatal çatal solgun 



Ve ne enteresandır ki

O hırpaniliğe rağmen ansiklopedi kadar olmasa bile

En az saatli maarif takvimi kadar bilge

Aheste aheste edalı



Akçeli işlerle de arası pek yok muhtemel 

Rivayet odur ki

Serbest düdükleme piyasası ekonomisince 

Bolca naniklenmiş de olabilirmiş



Ne bileyim

Derdest edilmiştir belki zaman dönencesinde bir ara

Adi ya da siyasi fark etmez bana - umrum değil

Bu yüzden durulmuş zannımca 

Belki bundandır gözlerindeki

Kilometrelerce alüvyon taşımış nehir kızıllığı

Belki bundandır ellerinin suya basıp kızgın metali 

Çeliğe döndürmüş gibi yiv yiv oluşu 



Hırsız desen hiç değil

-İmam efendiye göre muhtemel, bana göre değil

Kim ne paçavra verirse giyen

Ne artık verirse yiyen

Gözü de karnı da tok

Bulduğu

Başını sokacak kıyı köşeye katlanan   

Gazete kağıtları yüzünden şişkin cepleri 

Ve çıkınıyla 

Çıkınından sarkan çıkıntı dışında demirbaşı olmayan 



Uzaktan bakınca şöyle de diyebilirim

Gün görme olsun

Yol yordam bilme olsun 

Sıkı bir hayatla teşrik-i mesâîsi olan

Diğer taraftan 

Tam ununu elediği esnada 

Eleğini asma fırsatına nail olamamış biri



Siz görseniz dersiniz ki

Yok yok

Bu adam 

Olsa olsa

Çok ölüm görüp silaha tövbe etmiş

Son kurşunu kendine namlulamış 

Azap dolu mağrur ve bir o kadar da kıdemli silahşor 



Dudak arasından düşmeyen 

Sarma sigarayı göz önünde bulundurursak 

Felek de vurmuş 

Gelen geçen de denebilir



Rakıya 

Ekmeğe 

Yaraya 

Ve gerçeğe tuz basıp yemin etsem 

Sıkıntı çıkmaz Allah katında kesin 



Allah dedim de aklıma geldi

Cami avlusuna bırakılmış da olabilir vaktinde 

Ya da sonradan düşmüştür avluya

Yahut bir şeyden

Ya da şeylerden kaçmak adına

Haritaya bakıp gelmiştir sadece

Hepsi bizim evhamımız belki de



Belli mi olur

Daha sokak yüzü görmemiş bebeyken

Babasının tayini çıktı diye taşınan 

Son demde 

Toprak çektiği için doğduğu ellere gelendir



O derece muamma 

Ve kafa zorlayan birisidir kendisi bizim nahiyede

O derece ilginç ve ilgi çekici 

Çünkü

Biz burada hemen kabul etmeyiz herkesi

Sevmeyiz bize benzemeyeni

İlla buralı olacak

İlla bağı bahçesi olacak

Olmadı 

Öğretmen 

Atanmış memur falan



Çarçur edilmiş yılları temsilen yüzüne nakşedilmiş yarıklar

Ve dahi kaşağı işlemez saçları bir yana

Bittabi ki etrafında fır dönen güvercinlerden 

Ve hırpani üst başından 

Yaban değil buralar ona gibi  

Tanıdık bildik sanki 

Ama sadece sanki



Görmüyor musunuz 

Nasıl da elini kolunu sallaya sallaya geziyor sokak sokak



Şimdilik Zebercet olsun abimizin adı

- Bilmiyorum sebebini içimden böyle geçti 

Vardır bir adı illa

Günü gelir öğreniriz elbet dilsiz değilse

Dedim ya şimdilik Zebercet



Gocunmaz ne iş olsa yapar karın tokluğuna 

Bazen meydandaki çınar altında bardak boşlarını toplarken

Bazen cami bahçesindeki helayı temizlerken 

Görebilirsiniz Zebercet'i



Bazen de sokak aralarında gezerken 



Eeeskiiciii 

Essskiilerrr alırımmm

Eeeskiiciii

Diye avaz avaz bağırır 

Kitap alırdı sadece 

Önünde 

Kamburunu çıkartarak itelediği bebek arabası

Nereden bulduysa artık

- Laf aramızda tekerin biri küçük topal mı topal, çizgili mavisi solmuş gıcırdaya gıvırdaya giden araba



At kişnemesiyle irkildi bir keresinde birden

Süt taşımı kadar mesafe ya var ya yoktu atla arası

İki elinin parmaklarını kenetleyip birbirine

Başının üstüne götürdü kollarını 

Siper etti kollarını kafasına aslına bakarsak

Biraz da kulaklarını kapatır gibi bir hali vardı

Sesi duymamak için sanki



Eğdi başını 

Ceset gibi yere yığıldı

Yan yattı cenin gibi

Ufalttı cüssesini 



Ufaldı 



Ufaldı



Ufaldı



Kıvrana kıvrana ufaldı 



Ve birden bire

Birden yirmi bire kadar saydı

Suya dalar gibi derin nefes aldı sonra

Dinledi sadece debelene debelene



Sanki yirmi bir pare top atışı bekler gibi

Kurt uluması aradı kulakları eminim

Sanki içine atılmış 

Tepetaklak edici el bombası infilakı 

Sanki kulağını teğet geçen mavzer sesi 

Duymuş gibiydi telaşı 



Gocuğunun kapüşonunu çekti başına bir ara

Sanki miğferdi kapüşon - Yaz kış gocuk giyerdi zavallı, ayağında pare pare postal

İçi rahatladı - ilginç 

Bana bir şey olmaz havasına büründü nedense

Hem güldü hem gürleyerek ağladı sessiz 

Hem sustu 



Sonra göğe baktı avuçlarını açtı 

Ey zahmetinden sual olunmayan 

Ey zulmünden şüphe duyulmayan 

Ey şiddetinden geri kalınmayan

Diye başladı söze

Bırak peşimi bırak 

Diye inledi fısıldayarak

Bırak peşimi düş yakamdan 

Yetmedi mi ha yetmedi mi çektiğim

Dersimi aldım bak 

Güvercinlerin yüzü suyu hürmetine bırak

Bir kere bile olsa bırak peşimi 

Dedi

- Yanında değildim doğum sancısı kadar uzaktım



Anlam veremedim ilk

Vardır bir hikayesi deyip ona doğru yöneldim 

Fırsat bu fırsat diye diye içimdeki titremeye

Ama var ya

Hani kedigiller avına eğile eğile yaklaşır ya sinsi ve sessiz 

Öyle pür dikkat öyle parmak ucunda öyle tedirgin 



Uzattım elimi

Bir elime

Bir yüzüme baktı yattığı yerden

Yüzüne baktım tepesinden - Gözleri alüvyon taşımış göz gibi kıpkızıl nehir 

Uzattı elini - elleri çeliğe su serpmiş el gibi yiv yiv

Ben onu çekmeye fırsat bulamadan 

O asıldı elime çekti kendini ayağa



Şaşkın şaşkın ben neredeyim der gibi baktı etrafa

Yiv yiv elleriyle vura vura

Silkeledi tozunu toprağını

Önceden de toz toprak içindeki 

Gocuğunu

Gocuğunun içindeki haki yeşil üç düğmeli ceketi ve

Çengelli iğneyle beline uyarladığı pantolonunun



Ona bakıyordum

Bana baktı etrafa baktı bana baktı 

Başını bedeninin etrafına çevirdi

Dağılan gazete kağıtlarını ceplerine

Kitapları doğrulttuğu bebek arabasına tıkıştırdı



Bana baktı

Ona bakıyordum

Göğe baktı

Yere baktı

Bana baktı

Bedeninin etrafına baktı

Bana baktı yine

Hayırdır 

Neden hâlâ uzayıp gitmedin birader

Der gibi baktı

Ona bakıyordum

Eli hâlâ toka yapmış halde elimde



Merhaba 

Ben Üzeyir



Aleyküm esselam

Ben Cevahir


26 Ağustos 2023 271 şiiri var.
Yorumlar (8)
  • 13 ay önce

    " Bittabi ki etrafında fır dönen güvercinlerden " diyorsun ya , güvercinleri olaya daha çok katıp ve hatta sonu güvercinlerin ağzından bağlayıp şiirin adıyla bağlantı kurabilirsin .. mi ?? kalem sende tabii ki.. yoksa daha kendi yolumuzu bulamamışken birilerine yol göstermek haddimiz değil..

  • 13 ay önce

    Ha şöyle abi kendine gelmişsin. Oku oku merak içinde akıp giden bir şiir. Lakin yine merak uyandıran bir son artık devamı nasıl olacak. Kahramanlar tanıştı ama neden, bu hikaye onları nereye taşıyacak. Başlık ayrı bir soru işareti. Bekleyeceğiz artık ne yapalım;)) Kalemine sağlık abi. Sağlıcakla kalasın.

  • 13 ay önce

    Siir uzun merak ettim sonunu Okurken hiç sikilmadim Kutlarım güzel kalem var ol

  • 13 ay önce

    sevdim aslında . hoş bir dizinin ilk bölümü gibi . ama hikaye havada kalmış biraz. bir yere bağlanmalıydı sonuç .. haa , sezon finalinde bağlayacağım hikayeyi enteresan bir sona diyorsan; eyvallah .. ukala tarafımla " tarzın varsa var olursun " demişimdir zaman zaman .. senin kendine özgü bir tarzın var , bilesin .. sevgiyle...