Lamekân Bir Hüznün Anatomisi
Sanki bir masaldı
Sinsiliğinde mahremin
Üşüyen susuşları yalandı
Bir nefeslik can yoluna kıyımların
Hatırların insafına kalan
Sen kaybı vakitler talandı
Usaresi muhacir dalların ilmeğinden
Varaka çözülür gibi
Sendelediğim bir hayatın yok bahanesi!
Yenilgilerin prangasıydı
İvedi ömrümün son sahnesine çekilen perdeler
Düşüyorum!
Kamaşan rüyalarıma dağını gönder kerem yüzüyle
Yamaçlarından ayıkladığım
Ölüme kardeş sığıntı bir acıydı
ve öfkesinde kızaran örsün
Kayalara sunduğu şirin bir ah esrarıydı
Yakarışlar değildi boşluğa akan
Yeknesak melâlin nidâsıydı
Ey şehrimi harap eden!
Yedi renginde durağandır baharlarım
Aşkı kelebek kanadına giz eyleyen hükümdar bakışlım
Gönlümü bin parçaya bölen!
Konuksever avurtlarımda ayin yapan şelalelere
Hüznü çağlatan ebruli nakışlım!
İkramı iki gözden
Kurşun gibi düşer sağanaklarım
Dirilişlerin surlarına elif elif diz beni
Ey sicilime günahlar işleten!
Ağlaşan hayallerimle hücremde dara çekildim
Azab-ı müebbetimden çiz beni
İsyânım firara yeltenmeden,
Ölüm, tahtıma darbesini indirmeden gel!
Gezgin bir sancıydı
Yetim bir gecenin sonsuzluğuna akan
Bir yanı uçurum, bir yanı fırtınaydı
En talihsiz direnişler yapışır yakama
Makam-ı hicazkâr
Sukûta yeltenen türkülerin bestesiydim kışların söylediği
Durduramam!
Pankartsız eyleme çıkar sular
Çürüyen efkârımı sellere kaptırmadan gel!
En talihsiz ağıtlar yakışır yarama
Kervanların unuttuğu
Cinnet geçiren şaşkın bir bedevi gibi
Öksüz bir vaha idim sahraların söylediği
(Y)üz’e katlanmış âlemimde sermayem bir tek çilegâhımdır
Bir dirhem kuytuluk
ve bir de kambur gölgelerin yoksulluğu
Kumdan heyulalar kuşatır kentimi
Ardında süründüğüm rüzgâr, yangınıma serinlik bakışındır
Dokunsan ruhuma yeter!
Elem ihraç eden ülkemi şaha kaldırır duruşun
Hıçkırıklarıma bir pâre gülücük sun
Sen ki gururlusun/soylusun..
Kozasında sus/pus ömrün
Özgürlüğünü bana geri sun
İşte bu;
Fakir bir göçebeye bahşedilmiş en cömert zekâtındır
Unutma ki borçlusun
Ödemeden kapattırma defterini
Günahtır!
r)
biliyorum ben o kapıyı o içimizdeki kayıp giden gölgelerin zemheri soğuğunu...
göz kamaşığı harflerin upuzun susuşları ve iç çekişleri zamanın.. en çok da yürümeye başladığımız bir akşamüstü ...
Sussun o vakit ruhumuzun derinlikkerinde çatlamış yalnızlığın kalabalığı şiir,şiirler genelde hüznü terennüm eder. fakat gizlenen o saklı umutları görebilmek
şiirin finalineyse hayran kaldım Korku ki sevginin adaşıdır.. kış güneşi gibi parlar ve büyür. bağırır içimize bangır bangır da anlatamayız bazen
Korkmaya pervane olan kavramda'beni müsait yerde yakala'
Çünkü daha bitmedi söyleyecekleri var şiirin kalbin ve aklın çıkınında
Hem korkalım biraz Korkuyu verenden korkalım ki sığınalım gül cemaline
Sonra, Bin duayla yüreğimizi kaldıralım ömrümüze ....
Duygusu ve örgüsü oldukça itinalı ve kararlı bir eserdi şairimin ruhundan dökülenler
Elbette Tebessümle
....
Uzunca bir hüzün yataklı bir irmagjn kenarında yaşardık biz. Içimizden hep hüzün akardı, hep hüzne sulanirdı gözlerimiz. Büyüttüğümüz her şey hüzün kokardı, hüzün yağardı topraklarımıza. Yine de "ah" etmeden sarılırdık, yine sarardık yaramıza yar diye
Ve büyütülürdük ve büyürdük ve ölürdük