Muson Aurası

ya
siyah
ya da beyaz
dedi gelmişim
asla geçememişime
tuttum önce siyahı “ah”ından
eceli siyah olan kir tutmuş beyazı
tuttum bir güzel yakasından, ayazından
sonrası bildiğin arafına gri tutulması, muson aurası
hangi
umuda
kurduysam,
kurguladıysam
sarkacında zamanı
uyanmak nedir bilmedi,
nedir uyanmak bilemedi asla
yaşamayan perdesiz, penceresiz yanım ve
güneşi öpemeden bir yaşam daha kaçar oldu kıyısından
bir
gece
daha yandı
yandı bir mum,
yandı bir sokak daha
şehrimin güz yaşlarında
bir şiir daha budandı kaleminden,
bir şair daha bulandı güne geleceğinden
yol da, yolcu da bendim, bendim oysa yaşamaktan, aşktan öte…
İnsanın çok derinine inen kendisiyle düellosudur bu... Hatırlamazsın muhtemelen, çok zaman önce Erkan Cem Arslan üyeliğimle defterde dik açılı şiirlerin şairi diye yorum yapmıştım. Yukarıdan aşağıya keskin iniyor ama soldan sağa varınca bıçak gibi kesiyor dizeler...
kpss çalışıyorum ve her şiirinizi okuduğumda dik üçgenin çevre alan formüllerini kovalayıp öyle anlamını kavrıyorum :) kelimeleri mozaik gibi tutup yerleştiriyorsunuz ve hem görsel hem anlam bütünlüğü ile tablo tadında.
Koyu renklere bulanmış İlhan hocam. Sağ duyusunu kaybetmiş şiirlerin inadına hala dimdik ayakta duran kelimeler cümbüşü... Bir mum daha yakalım en güzel yarınlara... Kutlarım...