Truva Atı




dalıp dalıp uzaklara
aşk nedir diye sordu adam
sustu ve cevap veremedi adam bir türlü kendine


adamın yalnızlığı biliyordu oysa cevabı
hem de çok iyi biliyordu yalnızlık
aşkın ne lanet
ne çekilmeyesice bir şey olduğunu
dönüp dolaşıp
tıpkı kılçığı kalmış balık misali
benliğini yitirmiş
çırılçıplak bir ruh kalıyordu çünkü hep geriye


söylemedi inadına
söylemedi sustu
adam aşık oldu olalı
kendisini
ve adamın kendisini unuttu unutalı yani
küsmüştü çünkü adama yalnızlık


...


gökten denize bakıp bakıp
istiridye olmayı hayal eden yıldız
yahut
denizden göğe bakıp bakıp
yıldız olmayı hayal eden istiridye misali

onulmaz hayallere sevk ederdi aşk adamı
biliyordu görüyordu çünkü


(Martıların bile pas geçtiği bir kayalıkta asırlardır yaşayıp giden deniz fenerinin, kuşaktan kuşağa var olan bekçisinin, sessizliğin sağır eden gümbürtüsü eşliğinde denizkızını arzulaması gibi bir şeydi yalnızlığın gözünde aşk… Ki bu yüzden her gece denize tutardı ışığını, belki görürüm diye denizkızını bekçi… Tıpkı babası gibi… Dedesi gibi… Bilirdi bunu yalnızlık çünkü çok beklemişti bedeninin sahibini…)


biliyordu yalnızlık
çok şahit olmuştu çünkü
ne kadar ulaşılmazsa sevgili
o kadar büyük oluyordu aşk
ta Leyla ile Kays'tan
ta Kerem ile Aslı'dan bu yana
bu böyle gelmiş böyle gitmişti hep


çok iyi biliyordu
yekpare
sırça bir lunapark gibiydi aşk onun indinde
olduğu yerde dönüp duran zımbırtılar mutlu ediyordu önce insanları
coşkuyla heyecanla olduğu yerde dönüp duruyordu da zaman
illaki duruyordu bir zaman


sonra herkes evine gidiyordu yorgun argın
suratta benzi soluk bir mahur kahır
kalpte kurşun olmaya meyilli fecir ayazı
elde avuçta cüzzamlı bir hiçlik
baş yalnızlığın omuzunda mahcup
gözde frengili ıslaklıkla
kalınıyordu öylece ortada dımdızlak



aşk ki
adamın içindeki muharebe meydanıdır
dedi yalnızlık yalnızlığına
Malazgirt'e kafa tutacak kanlı savaşlar barındırır
Dandanakan da bile akmamıştır belki bu kadar kan
salyalı kişnemeleri
kanlı ve kırık toynaklarıyla
toprağı ezip geçen atların altında kalmış gibi ezilir adamın bağrı
bağrı da gıkı çıkmaz hiç
ağlar içine içine hep




Biliyordu yalnızlık
ne kadar ulaşılmazsa yâr
aşk o kadar koşturur adamı yılkı misali
koşup durur adam aşk için
aşk için de
koştuğu kendisidir aslında adamın
esas isteğidir kendi mutluluğu
bilir adam başka türlü yaşam haramdır
yaşamak için aşk lazımdır bilir
ve bilir ki bu yüzden yalandır aşka dair söylenen sözler
aslında korkudan öyle der
gitmesin bitmesin ister kendi için
kendince


aşk dediğin
insanın evrime kafa tutan
en büyük bencilliğidir aslında
kendini Mecnun
kendini Yusuf zannettiren
içinde içini kemirmeye gelmiş
truva atıdır aşk


dedi yalnızlık
yine kendi yalnızlığına



...


adamın
yalnızlığının yalnızlığı ile sohbetinden haberi bile yoktur
hâlâ
aşk nedir diye soruyordur kendi kendine
ve sorup sorup susuyordur
aşktan arta kalan hiçliğiyle



10 Kasım 2021 254 şiiri var.
Beğenenler (9)
Yorumlar