Bu Şiir Benim Suskun Halim
Hadi
Eğ başını,
zülfün düşsün boynuma.
Şem-i Azer yanarsa,
bırak yansın.
Gökyüzü darılsın bana.
Yüreğim kan sızdırıyor kaldırımlara;
akıl, akıl...
sessiz cinayetler işliyorum
Sessizliğinle yollarda...
Bu adamı
ben de öldürüyorum
her adımda.
Bil.
-Özgürlük,
en çok esarette gürleşir-
Beni artık özgür bırakabilmelisin!
Suçtan sonra
dil acıyı bilmez.
Söz, tufanla savrulur
Dağılıyoruz işte
her dil bir kök,
her söz bir dal.
Kopartır,
uğultusu kulakta biter.
Gönül kolay hapsedilmez
ama
bu çöl dûhanı
karartır insanı
karartabildiği kadar.
Sen bile bilmezsin
ne kadar, simsiyah kaldığını.
Neyin kalır?
Faizi acıdan başka neyin olur?
Elemin,
faizi doğurur,
pişmanlıklar üst üste yığılır.
Bu ıztıraptan
kurtuluş olmaz,
Eli kolu bağlanmışlık...
Babalara...
bir aşk demirlemiş,
Bu acının limanında.
....
Susmamız lazım bazen!
Boynum,
işte bu kadar uzar karanlığa,
Sokaklar şahidimdir.
Kaldırımlar,
senin üzerine serili şimdi.
Seni biliyorum, seni sanki
Ama sen ;
dil...
Dilsiz güneşler gibi dil,
Sabahlara karışan umutlu ünler ve,
yine de kaybolursun
Söz...
Söz,
sen ne büyük ağrısın,
Bükülmezsin,
yalnızca; kalemden geçerken
Can yakarsın
sermayeden,
suskunluktan...
yorgun sırt terlerinden...
Yine daldı yüreğim
bir kulaç daha tuzlu denize.
Kelamsız...
Ama desem ki;
“Kaldır başını”
başaklar eğilir yalancı rüzgârlara.
Kökleri yok mu sanırsın bu yalnızlığın ?
Bin başak biçilir;
dokuzla var ederken,
bizden onbir hisse alınır
Akıl kimde?
Dalgıçlar ekin ekmez,
ama geceler yine de sömürülür.
Hadi!
denizin dibinden yıldız toplayalım.
Kimin derinliğindeyiz biz?
Hangi hayalin içindeyiz?
Ve gece…
Ah ulan gece
gece hep bir yanlış anlaşılmadır.
Hayat da öyle.
Ben de
sevmiyorum
bende olan beni
Sen haklısın
Aşk...
Aşk...
Ben Dilirubayım.
Sus....
17.10.2025