Yol


“İnsan tek başına dağ olamıyor bazen.” 

Nilgün Marmara



- Giriş 



Önüm ardım sağım solum 

Bir yalnızlığım bir gölgem bir de ben 



Yalnızlığı kadar çoğul 

Kimsesizliği kadar kalabalık

Gölgesi kadar tekil bir ben



Kabaca hesaplarsak kaç metre uzar ki

Ay ışığında yalnız bir gölge



Ya da şöyle mi sormalı



Bir tek o kâfiyken

Kaç kişinin gücü yeter ki

Aşka ve şefkate susamış kalbi yeşertmeye onsuzken



Yahut 



Kaç kişi kaldırabilir ki

Gölgede üşüyüp kalmış 

Gelip geçenin üstüne bastığı 

Sahipsiz bir şiiri yerden



(Denizi

Kuşları ve bulutları seviyorum 

Bunun konuyla da onunla da alakası yok

Sadece seviyorum yazmış olmak için yazdım 

O kadar



Ki denizle dans etmek ölüm 

Buluta ve kuşa biat etmek göç demektir

Allah baba öl ya da yürü ya kulum dediğince)



- Gelişme 



Bilakis 

İçim şimdi

Dağları denize paralel

Herkesin dağların ardını görmezden geldiği 

Dört yanı denizle çevrili 

Çorak kara parçası  



Göç mevsimine denk gelmiş

Kafilesi yitik

Yeni doğmuş bir kuş gibi kalbim

Sürekli çırpınış 

Sürekli çarpıntı

Sürekli sızı 



Yanım yörem taziye evi uğultusu

Zamanda tükenmez felç dönemi



Tek tek isim verdiğim 

Bütün kum taneleri 

Solgun benizli şimdi

Dökülüyor gövdemin kum saatinden


Sarı 


Sıcak


Ve bunaltıcı



Adını bedenime bir bir düğümlediğim

Her şey 

Ama her şey 

Kopup dökülüp 

Saçılıyor etrafa cüssemden

- Alan alsın ihtiyaç fazlası küfürlerimi



- Genleşme 



Pamuk ipliğine bağlı canlara

Ha sıktı

Ha sıkacak bedava urgan dağıtıyor hayat



Çünkü hayat

Ahbap olduğum martılar kadar hırçın 

Susan ağızlar

Kör gözler kadar embesil

Nefes almak kadar pahalı

Su içmek kadar sıradan

Şiir yazmak kadar pejmürde

Ha yandı 

Ha yanacak

Vasati kırk kırık kibrit çöpü gibi diken üstü



Her yer sperm batağı

Her yer kan deryası 

Her yer suç mahalli şimdi

Her yerde daha ölmeden

Cinayet süsü verilmiş yaşam kalıntıları 

Duvarlarda robot mamulü maktul eşkalleri

Herkes doğar doğmaz olağan şüpheli



Behemehal

Tekerrür ve tefekkür

Arasında hayat



- Gevşeme 



Ve ben

Beni yoran tüm bu olan bitene rağmen 

Önce bitap düşüp ardından pes edip

Bocurgatlarla kaldırıyorum paçamdaki kederi

Bırakıp tuz göllerinde

Tek derdim olan onsuzluğa kırgınlığımı

Darağacına asıyorum benliğimi 



Medet bekleyerek yarından

Emanet edip

Kapının ardına süpürdüğüm dağarcığımı gölgeme

Dimağımda edepsiz bir melankoliyle

Çekip yıldızları yorgan diye üstümüze

Ertesi gece yine buluşmak üzere 

Küstahça uyuyorum sevgili hayallerimle



- Rehavet



Geriye kalan

Biraz silik soluk an

Bir çimdik can

Bir tutam mıh 

Bir tomar çığ

Çok sesli tükeniş

Kocamış yumru

Ve yalın kılıç avuntu 



Sonuçta

Kutsi bir serencamdır ona özlem 

Revadır 

Bu yolda yalnızlık



Hepsi bu



- Bitiş 



Biz 

Yani

Yalnızlığa mahkum gölge olup

Denizle dans

Kuşa ve buluta biat edenlerin

Ne haddinedir ki zaten

Dağ olmak



O ki

Hayallerdeki varlığıyla 

Bize

Yani 

Gölgeme

Yani yalnızlığıma

Yani bana

Allah babanın yürü ya kulum demediği yoldur 

İnadına ve ölesiye yürünen






...

26 Nisan 2024 259 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 7 gün önce

    Dağlar gelmiş denizlere dik. Deniz gider dağlara paralel. Geldin mi? Sen vuslatım mısın ki? Kalıcı değilim.

    Allahın yolundan giden Allahın yokluğuna ve kendi yalnızlığına varır. Allah yürü kulum derse kulların yoluna sokar. Allahın varlığı kul çokluğuna varırsın. Hadi ticaret yap ve pazar eğle. Herkes senin arkadan gelirken toplum zamanı gelir ters yüz olur ve hadi sıraya geç. Allah yolunda gidenin sıraya geçem sırası da olmaz. Tebrikler.