Lacivert Çığlık

Feyza Can'a


Hadi s ı r t ı n ı dön
e n s e n d e n öpeceğim...



I-



hâki gök ellerinde
üşüyen kadınların duasıydı şiir
merdivenler dolu
tırmanış basamak aralarında
ruh ç ı ğ l ı ğ ı



II-


fahişe satış tenini
gergefinin çiğ sütünden emziriyor korkusuzca
korkular çürümeye bırakılmış bebekleri eritiyor
iki kadın kaçıyor iftira cenin olup yapışıyor
döl piç kusuyor
ah tanrım bizi bize koru




iki uçurum arasına gerilmiş bir urganda
kuşlar bir kızın siyaha bulaşmış çamurundan düşüyor
ölelim mi kuş lehçesinden ey şiirleri ağlayan kadın



muğlak alnın lacivert saçlarından damlayan
yırtıkları yamalanmış yeni bir evrendi
âmâ gözlerimin sargısından sıyrılması



III-



tökezliyor başucumda kirpiklerimin on dörtlüğü
kirpiklerim sakatlanmadı saat eti kemik geçiyor henüz
kale duvarlar ise uç bir kentin kutsallığını yıkıyor
karanlık kent ağız günahı topluyor gün aşırı
kalemler şizofreni bir kadın ağlamaklı
tarihi lahit otopsi sendromu
o yüzden dur şiir
henüz erken azraili çağırma



parmak ucunda virgül kasırgasında incindiğim
hislerim ayaklarımdan topaldı
nefesimi bir kurşunun namlusuna isabetlemişken
sözlerini saçlarının lacivertliğiyle içtim
boğazının susuzluğu dindi mi e y b e n




tırnaklarımdan beyaz yüzlü kızı sildim
göğün yedi kapılı giriş sığınağında lâl duaya uzanan
ironi hamurlar sırat bekleyişiydi göçebeliğim
sonsuzluk yok ismim silinmiş
ruhum anne göğsünden düşüyor
kafatasım ellerinin ağlayışının sevisinde eksi sıfırı hisseden
kıvranan arş titremesiydi
ısıtır mı feyzalığın
sayfalarının arasında koynumda kanattığım
u ç u r u m çiçeklerimi



IV-



Abraha kuleys tapınağından istilacı ordusuyla
''etleri lime lime dökülerek ölüyorlardı ''
çöl ise sanki cehennem kuytusunda
atlılarla kalelerin devşirme zebanisine eşlik eden
gıyabında hançer soluğu
hançer vur sana boğazımın kınına




her insan kendi içinde biraz deli biraz gelgit akıllıydı
tanrılar arabalarını kaybettiklerinde delirmemişler miydi
mitolojide safran bir gözyaşıydı ironi kılıçlar dansı
mabet küfürlere gebe tanrılar intiharda
aslı tek tanrıya çıkan kabul gök evi kapalıydı oysa




oysa'ya ilişmeden
tanrım aklımı bana koru
ya da lacivert saçlarında bir kızın
gök evinde ölümümü ertele





Ahmet Ormancıya
Saygılarımla






Tülay Lâl
buşiiryaşıyor
ocakonüç
lösev

08 Şubat 2013 42 şiiri var.
Beğenenler (15)
Yorumlar (13)
  • 11 yıl önce

    kallavi,yüreğinize sağlık👍

  • 11 yıl önce

    harikasınız...🤐 hem söz hem ses çok etkilendim👍👍👍

    günün şiirini kutluyorum👍👍

  • 11 yıl önce

    Evet...

  • 11 yıl önce

    Öyle görünüyor ki Tülay hanımın şiirlerinin müdavimi olacağız...🤐

    Kayda değer güzel bir şiir kutlarım yürekten...👍

  • 11 yıl önce

    ne yana dönsem uçurumdu hayat olduğum yere gömdüm ayaklarımı toprak yedim sustum yağmur yağdı sustum üşüdüm sustum yandım sustum

    ağlamak anlamadı beni susmak anlamadı çığlıklarım laciverte boyandı

    mor sularla yıkadım yüzümü karınca sesiyle avuç açtım gökyaşı yağdırdım her gece yastığıma

    yemin ederdim ama sevgi diye birşey yok diye sen çıkmasaydın karşıma lâl sesim sesime ses olan,yüreğime kuşlar uçuran görmeden seven,duymadan duyan yarası yarama denk kadın

    ağlıyorum sanırım...

    ne desem yetersiz kalacak. öldüm ben bu şiirde,örtün üstüme bu sayfayı.

    seslendiren Ahmet bey'e de çok teşekkur ederim.

    Mevlana'nın sözüyle bitiriyorum yorumumu,sayfanın köşesine bağdaş kurdum gitmiyorum.

    Dua gibisin gönlümde. Bilirim, "besmelesiz" seversem eğer seni, kabul olmazsın. O zaman şahit ol dediğime; Seni iki cihanda da sevmeye..

    "Bismillahirrah­manirrahim"

    can'ım.