Kül
meğer
daha varolmamış masallarımı fısıldarken kulaklarına
asla dolmayacak bir boşluğu giyiyormuşum ruhuma
....................................
beni gidişine hazırlayacak hiçbir yol yoktu
bu yüzden
tüm vedaları ceplerime doldurdum
ve
kemiklerindeki en yakıcı acıları ellerimle okşarken
kulaklarına da daha var olmamış en güzel masalları fısıldadım
ateşin gerçekliği sarmalarken bütün bedenini
küllerin ise yeniden doğuşları için hazırlınanıyordu
ve o an
tüm vaat edilmişliklerden arındırabilirsem eğer dedim zihnimi
rivayetlerin en güzel bahçelerinde seni yeniden uyandırabilirdim
küller toprağa
toprak küllerine karıştı
unutulmuş bir zamanda tüm gözyaşları sanki hapsoldu
binlerce toz tanesiyle uçuşunca havaya bütün o anılar
Işte o an sonsuzluk avuçlarımdan kaybolmuştu
sonsuz bir döngüydü biliyordum bu içine düştüğüm
sanki her şey başka bir zamanda yeniden başlıyordu
toprak küllere
küller toprağa doyarsa dedim bir gün
her yarım kalan şey belki de bir bütün olacaktı
altta fon müziği ve seslice okunuş olarak hayal ettim, kelimeler yankı yapıyorlar, uzun süredir girmemedim siteye ama tekrardan hoş gelmişim, bu şiirle karşılaşabildim! harikaydı, tebrik ederim:)
“En korkunç acılar sessiz acılardır...” Charles Baudelaire...
Melankolik dizelerle yüklü şiir. Şiir var olduğu müddetçe melankolik yaklaşımlar da olacaktır. Bu şiir insanlara ( okuyucuya ) kapılarını kapatmaz. Tam aksine okuyun beni der ve her hangi bir dizemdeki kapıyı aralayın.
Öte yandan toprak yedi renkten oluşmuştur. Neden bu yedi renk? Gök kuşağı da yedi renktir mesela. O zaman topraktan geldiğimize göre bizlerde kimyamızda yedi rengi taşıyoruz. Bazı kültürlerde ölüler yakılır ve törenler düzenlenir. Hindistanda alt kesim; Paryalar genel anlamda bir ton odun için çalışırlar. Bir ton odunu yakılmak için hazır ederler. Kast sistemi köleleiği sever veya özendirir...Oysa Nil' in dibi serpilen küllerden bir bütün olmuştur ama görmezden gelinir...
Charles Baudelaire...En korkunç acılar sessiz acılardır der...bu sessiz acılar bir yer de kağıda söze sözcüklere döküldüğü zaman aşkın ve umudun ne kadar kırılgan olduğunu ancak o zaman anlarız...kutlarım yazan yüreği...
Yaşamak ya da yaşatmak isteyip de yaşayamadığı ya da yaşatamadığı şeyleri yapmadan ölmemeli insan değil mi