Örtüyor Kendi Üstüne Kapısını
Bir haller oldu iyice
Bal desem kül çıkıyor dilimden
Zihnim mi bana düşman ben mi zihnime
Can desem kan dökülüyor dilimden
Dişçi dişçi ne alıp veremediğin benden
Kaplayalım gitsin yeni modellerle üstünü
Say ki kaç yıl daha gülümseyebiliriz ki zaten
Bir şeyler değişiyor
Karanlık bu topraklara ulaşmış gibi
Gökler hiç olmadığı kadar ağır
Deryalar hiç olmadığı kadar tuzlu
Ağaçların kökleri bir damla su için savaşıyor
Rüzgarlar iyice şaşırdı rotasını
Depremler en beklenmedik yerlerden vuruyor
Yanardağlar eşelendikçe batıyor çamura
Dağlar hiç olmadığı kadar anlamsız bir sükutta
Gözcü gözcü hangi harfmiş yanlış okuduğum
Renkleri niye karıştırıyorsun
Tek renge boyasaydım gözlüğümü
Hiç gelir miydim kapına bir düşün
Bir şeyler değişiyor
İyice sükuta kesti kalbim
Buzları andırıyor hayallerimin ihtişamı
Zaman hiç olmadığı kadar tekinsiz
Geceler bilmiyor neden güneşin battığını
Güneş doğmuyor artık
Ayazda mı üşütmüyor kimseyi
Sıcakta mı yakmıyor
Düşünceler hiç olmadığı kadar uzuyor uzuyor
Kulak burun boğazcı, kulaklardan geleceğim bu sefer
Bir şey çınlayıp duruyor kafamın içinde
Bilmediğim bir dil kullanıyor
Anlayamıyorum bir tercüme eder misin
Duyuyorum duyuyorum hastaların çokluğundan bahsediyor başhekim
Okula göndermesek mi diye soruyor biri çocukları
Ellerini iki yana açmış simitçi
Bende korona yok be ablam demeye getiriyor
Maskeler antika oldukça değerleniyor diye konuşuyor iki genç
Biri soruyor bana, abi; bugün günlerden ne
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum,
Taksiciye sesleniyorum, ustam bugün günlerden ne?
Duymamazlıktan geliyor, giriyor kulübeye
Örtüyor kendi üstüne kapısını.
Kendi üzerine kapıyı örten el, davacı da davalı da aynı el. Kutlarım kaleminizi, sevgiyle.