Dünyamın Mutfağından

Göğsümün ortasında sakladığım
Kapkaranlık gökyüzünün içinden sızan maviyi
Dalından koparıp
Kokusunu ciğerlerime çektiğim gülün kırmızısını
Dizlerimin üzerine çöküp
Sesini dinlediğim toprağın kahverengisini
Gözyaşlarımla dalgalarını hırçınlaştırdığım
Okyanusun derin yeşilini
Hepsini
Ama
Hepsini tenimde topladım
Anlayacağınız rengarenk bir gün olacak bugün
Aslında homojen bir karışım yapmak isterdim ama elimde değil, bazı renkler torpilli... En çok deliliğin rengini katacağım. Karışım muhtemelen tam kıvamında olmayacak... Artık elime ne gelirse, ardımda ne kalırsa, kazana atacağım. Sonuçta, renkler arasında ayrım olmaz - ki ırkçı da değilimdir zaten - yani. Siyah, siyah diye ötelenmez ya da beyaz, çabuk kirleniyor diye ayıplanmaz. Her bir renk ve o her bir rengin, her bir tonu olacak ama ortaya çıkacak olanda her rengi en deli haliyle görmeliyim. Çünkü bugün yan yana gelmez denilen renklerin bile beraber olmasını istiyorum.
Tabiatın mutfağında acemi bir aşçı gibiyim
Bilmesem de
Sırf meraktan
Hatta
Bilmediklerim yüzümden olmuş ve olacak
Tüm hataları göze aldığım bir heyecanla kendimden geçmişim
Aklımın dini yok sanki
Ellerimin imanı
Çoğa çok
Aza hiç
Birazlara çekimser
Olmazlara hemen kabulüm
Bu ayarsız birleşimde çıkaracağım yeni yeni dersleri
İnanın sizden daha çok ben merak ediyorum
Karıştır, karıştır durma. Dibi tutmasın hayatın. Tüm renkler ellerimizde, tüm cesaret, tüm olasılıklar. Sen de biliyorsun belki de hayatında ilk defa sonuçlarından korkmadan, bilmediklerinden utanmadan, olacakları sorgulamadan bir şeyler deniyorsun. Unutma, en lezzetlisi olmasa da en unutulmaz yemekleri, sadece ve sadece cesurlar yapar.
Belki de oldukça mantıksız gelecektir bu olanlar sizlere
Aslında
Mantık var
Mantık hala yerinde
Ama öyle derinden geliyor ki sesi
Nazar değmesin diye
Tahtaya üç kere vurduğum batıl parmağımın
Çıkardığı sesin arasında kayboluyor o gereksiz düşünceleri
Bıraktım bugün onu bir kenara
Bugün
Çokça hayal
Oldukça umut
Kararından fazla umursamazlıkla doluyken
Ne diyebilirim ki
Allah tüm kullarının sonlarını hayır eylesin emi
Ateşi unutmadım tabii ki. Bunca sene beynime işlenmiş pişirilme teknikleri ile alevin bedende neler yapabileceğine dair bilgim oldukça fazla. Yine de tehlikeli şeyler var diye vazgeçmek olmaz. Yerinde ve kararında verilen ısı lezzetli bir yemeğe giden yegane yoldur sonuçta. Karıştır, karıştır, durma.
Aslında
Doğuştan ruhuma takılmış fren takımlarını kullanmam gerekiyor biliyorum
Bunun için balataları uzun süre önce yakmamış olmalıydım
Ki cayır cayır yaktım
Varsayalım yakmamışım
Kendimi durdurmayı dener miydim
Cevap mı
Kocaman bir
HAYIR
Tadı ne kadar kötü olabilir ki, bunca heyecan ve umutla pişen bir yemeğin?
Düşünüyorum
Evet evet
Aynı anda iki farklı şey yapabilirim
Neyse
Ne diyordum
He “Nedense” dedim
Nedense
Koşulsuz evet-ler insana
Düşüncesiz gibi gelen hayır-lardan daha fazla zarar getirir
Bunu unutmamak lazım
Bazen başaramayacağını söyleyenlere sadece hayır demek lazım. Nefis kokular geliyor mutfaktan, bu noktada yapılacak tek şey var; bir an önce masayı hazırlamak gerekir.
Pek tabii ki birilerine göre saçmalıyor olabilirim
Olsun dert değil
Şu noktada düşüncelerime değil
Ancak ve ancak
Akşamki ziyafet için üstüme başıma çeki düzen vereceğim
Cesaret eden herkese afiyetler olsun efendim.
Not: Değerli katkılarından, sonsuz sabrından dolayı çok değerli abim Uğur Arslan’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Öyle bir zamandayız ki doğru bildiklerimizi bile sorgular olduk aklımızda ruhumuz da isyanda mantığımız da. Çoğu insanın akıl sağlığının bozulduğu şu günlerde yaşatılanlar öyle kötü ki anlamak şöyle dursun sebebini bile söylemeye varmıyor dilimiz gerçekleri bilirken suskunluğa mahkum ediliyoruz. Mutfağınız hep bereketli olsun Menekşe hanım Sevgiler
üç gözlü ocak kafi midir bu şiire:) lakin 6 gözlü ocakta pişmiş sanki:) nesildaşım, düşünecek yerlerimiz ağrıyor gün geçtikçe, sanki karanlık odalardan sesleniyoruz, karşıdan gelen sesleri de tanımaya çalışıyoruz, yine de hep acıkıyoruz, acıkıyoruz, acıkıyoruz, bu nedenle son zamanlarda şiirinizdeki değişimin doyuruculuğunu haddimiz olmasa da tebrik ediyor ve alkışlıyoruz, hep yazın efenim, eksik olmayın, iyi geceler.. (Y'yi unuttuk, hadi biz unutuyorduk da, sen hiç unutmazdın dikkatimi çekti birden.. ben kendiminkilere bir ara y ekleyeyim, eksiklik olmasın:)
Anlatısı ile bütün bir şiir,
Umutla olan her şey güzeldir
Kutlarım Menekşe hanım.
Vayy bee! Bunu da görecektik?
Bizim; kara kara, hatta gözünün yaşına bakmadan tanrıya ve kadere, tek taraflı aşka ve ayrılığa ve kötüye ve ilahi adaletsizliğe, atarlı giderli şiirler yazan namı diğer Black kardeşimiz (Ki "Göğsümün ortasında sakladığım / Kapkaranlık gökyüzünün içinden sızan maviyi..." Diyerek kendi de itiraf etmiş kendinin karalığını) böyle cıvıl cıvıl, böyle rengarenk, böyle pozitif, böyle olumlamalı şiirlerde yazarmış da haberimiz yokmuş. Bunu yaparken de o kara mürekkepli kalemini kırmış hem de... Bravo diyorum... Bravo...
Kim neder bilmiyorum ama senin tarzın açısından son zamanlardaki fark yaratan şiirlerinden biridir bence yukarıdaki. Tabiri caizse başlığı da cuk oturmuş:) Aslında görselde iki elin arasında renklerin aktığı resim olaymış tam olurmuş.
Evet. Aslında hepimizin içi rengarenktir, bıcır bıcır oynar içimizin çocuğu orada da, kendi derdimizden olsun, koşuşturmadan olsun, siyasi ve ekonomik şartlardan olsun ne içimize göz atarız ne çocuğa bakarız böz ucuyla...
Aslında çok kolaydır bu ama yazdım ya derdimiz çok. Çoğu da kendi yarattığımız dertler bunlar.
İşte şaiimiz de görmüş içindeki gökkuşağı renkli alemi... Keşke hepimiz görsek...
Gelelim banaaa... Madem mutfaktan yola çıktın şiirinde... Ben de öyle anlatayım. Şiiri, eşsiz pastaya benzetirsek (ki öyledir); hamurun içine konan unu, şekeri, yumurtayı birleyen sen, yoğurup kıvama getiren sen, fırına atan sen, ısısını ve pişme süresini ayarlayan sen, pişince üstüne el işi göz nuru çiçekleri konduran, kenarlarına renk renk süsler ekleyen sen... Ben mi? Ben, pastayı sen fırına atmadan önce kalıba dökemim sadece. Çok mu? Senin yaptıkların yanında hiçtir.
Bunun gibi ağzımızın suyunu akıtan yeni şiirlerini sabırsızlıkla bekliyoruz.
Var olsun kalemin, susmasın yüreğin derler ya buralarda ben de üstüne, körelmesin şiirin diyorum.
Ziyafet için teşekkürler. Eline sağlık...
Tamam da, yemek nerde hani:)) yemeği aradım ya hu, hangi paragrafta bulamadım. Yemeğin ismini de bulamadım. neyse şu an siriye okutuyorum:) Harbi Siri varken şiir yazı okuyacak insan arıyormuşuz:))
Yemeği görüp yiyen, tadına bakan, yemek hakkında yorum yapan:) herkese afiyet olsun. Eksik olma nesildaşım.