Sorma
ne
sen sor beni
ne de ben artık yorayım seni
soracaksan da solduğum yerden,
kanadığım senden sor beni, sar beni
,
hani,
söz vermiştik,
söz vermiştik yalan yok, talan yok diye
hani acıtmayacaktı hiç bir seçenek, hiç bir gerçek
hani, yaşamak kadar an, sevmek kadar zaman olacaktı hikayemiz
,
aşk
kadar,
İzmir kadar,
kardeşlik kadar, şiir kadar, marş kadar
devrim olacaktık, meydan olacaktık hani inancımıza
,
yakut
baksam,
yahut dokunsam da hayata
gel gör ki, İstanbul kadar yaşlı ve gri,
hayatı solumak kadar yorgun ve kirliyim şimdi
,
içimden
ne dolasım,
ne de gecenin sen vermeyen,
dudak vermeyen şefkatine dolanasım geliyor
bir olasılığın hariciyesinde uçurtmasız rüzgarım şimdi anla
,
ve
sorma,
yorma artık bilmez misin ne varsa yürekte
kalem onu damlar, ona kanar. şiir onu ağlar, ona yanar
yol şimdi saçının yelini yol daha ben henüz yolmadan sazımın telini…