Zombi Edebiyatı

Zombi Edebiyatı

Değeri azaldıkça

Ağırlığı artıyordu canıma yapışan ruhumun

Tırnaklarımla söküp çıkarmak istedim ciğerini

Kutsal bir yasayı çiğnemiş gibi

Taşa çevirdi tanrı beni



Ağırdım kendime

Daha da ağırlaştım

Ayaklarım toprağı

Parmaklarım kollarımı

Başım gövdemi

Bedenim hiçbir zerremi taşıyamaz oldu

Devrildim

Öyle bir devrildim ki

Yuvalarında huzurla uyuyan solucanların bile rüyalarını kabusa çevirdim


Bir ah daha yazıldı haneye

Bilmediğim

İşlemeyi akıl bile edemediğim yeni günahkarın altına da suretimi kazıttım

Özür dileyecektim elbet

İstemeden oldu diyecektim

Ama

Sesimi devrilirken ürküttüğüm kurtlar kemirdiği için

Hiçbir şey diyemedim



Dublaja ihtiyaç duyar gibi

İşaretlerle yaşıyordum artık hayatı

Cümlelerim alındığı gibi elimden

Yazmayı da beceremedim

O ağır parmaklarım beraberinde kollarımı da götürmüştü

Sanki çaresizliğin dünyadaki resmine karşılık hayata gelmiştim



Ne işim vardı ki halen hayatta

Ne işe yaracaktım bilemedim

Düğünden önce kıyılan nikah gibi

Cenazemden öncesinde toprağa verilmiş gibiydim

Dostlar alışverişte görsün dedim

Dostlar geldi

ama

O dostlar gözlerimin içine baka baka helvamı kavurdu

Hep beraber yedik

Hiç kimseden çıt bile çıkmadı

Şapırtılar arasında gözlerimi diğer aleme çevirdim



Anlayacağınız

Bir zombiden halliceyim bu aralar

Sorsan yaşıyorum

Dokunsan

O dokunanların etlerini ısırmak istiyor acılarım

İnsanın duyguları acıkır mı demeyin

O hainlerin karnını doyursan da gözlerini asla doyuramazsın 

05 Ocak 2024 108 şiiri var.
Beğenenler (9)
Yorumlar (4)
  • 3 ay önce

    Farklı tarzıyla her zaman kendini okutturan sayfa

    Sevgiyle

  • 3 ay önce

    bir halay çekeydik eyi olurdu sanki. biraz depişeydik sahalarda veya suya cumburlop dalıp bir köpekbalığı koparırdı belki bacağımızı cesedimizden artan kalan olursa idi kıyıya vurur derlerdi o sevgili martılar da geriye kalanımızı didiklerdi.

    bir tekme savurmak istemez misin dünyayı andromedia galaksisine doğru çarpa çarpa, patlaya patlaya yol alırdı biz de parçalandıkça seyrederdik karanlığı cahiller tanrı arar idi daha tapınmak için göktaşlarına alimler ne yapardı bilmem belki gülmekten kırılırdı filozoflar arifler zaten sokayı yutmuş olurdu fizikçiler hangi açıyla çarpsak diye mi düşünürdü insanlık savrulur giderdi karanlığa uzay denen karanlıkta yıldızların da arasını bozup savaş çıkartırdık uzayda

    bir halay çekeydik eyi olurdu sanki tanrının suratının üzerinde....

    vb vs... şiirden bende depreşen düşünceler bunlar idi. gerisi bilmez idim. saygılar nesildaşım. eksik olma aksi olma hep yaz:))