Yefes
Y...'den
Yaşamın ağırlığı uykusuz kalmış
Güneşe, kara bulutları gözlük olarak takmıştı rüzgarlar
Ve dünyanın yanaklarından kor gibi akmıştı bir garibin gözyaşı
Tanrı utanmıştı kendine inananlardan
Bir bebek parçalanmıştı en çok Allah diyen ağızların dişlerinde
Kuduz kurtlar, kuduz köpekler, kuduz padişahlar, kuduz şeyhler, kuduz başkanlar...
Uluyarak saldırıyordu insanlığın en masum kıblesine
Tapınaklardaki ezanlar, çanlar, davullar, neyler...
Şeytanı da utandırmıştı şeytanlığından
Tanrı utanmış, Şeytan utanmış, Azrail utanmıştı
Ancak utanmıyordu kötü ve yalancı insanlar
Ve şairler başkaldırdı eski inançlara
Parçalanmış bebeklerin kanıyla yazmaya başladılar en kutsal şiirleri
O şiiri okuyan hacılar terk ettiler dinleri, döndüler yolculuklarından geriye
Ve güneşin önünden çekildi kara bulutlar.
Güzelce gülümsedi yeniden ağaçlar, çimenler, akledebilen güzel insanlar...
Dua etmeyi bıraktı o günden sonra dünyadakiler
Yine de eski alışkanlıklarını bırakamadılar
Ulu şairlerin mezarlıklarında yeni şiirlerini fısıldamaya başladı cahil insanlar
Yine kattılar sözlerine Tanrıyı, Allahı…
Dediler, ağız alışkanlığı: Tanrı yazdırmasaydı yazamazdı insanlar
Kan yine o kandı, cahillik taşıyordu nesilden nesile
Fark edince bunu mühendisler, düşünürler, yeni şairler, akıllı insanlar...
Kansız insan üretmek için uğraş verdiler
İnsanın adıyla çıktılar yeni yola
Ve hep birlikte o malum besteyi çağırdılar
Görelim aşıklar neyler, neylerse güzel eyler...
Çıktık açık alınla yola diyerek
Kaf dağında yeni ülkelerini kurdular
Kansız, gözyaşsız, acısız ve kedersiz...
Ebediyeti genişleterek Yefes almaya başladılar.