Sukûtuhayal
Yine ay unutuyor yüzümün gecesini
kalbimin parmak ucuna b/ağladığım
şiddetli bir ünlem gibi ağrılarım
şimdilerde..
ey gözleri ezberim
diz çöküyorum merhametin tanrısına
bir gülüşünü ödünç istedim yüzüme
sadece.
önce
zaman
eriverirdi babamın bereketli topraklarında
kamburlaşan sırtıma ağır zaman yığınları sallanır kesik nefesimin beşiğinde
soluğumda yutkunduğum hıçkırıklar
tanrının adaletsizliğimiydim
sevapkâr günahların
Umudumu yutan cümlelerini
hiç farkında olabildin mi efuli
Bu kaçıncı gayrı meşru şiirimdir
güçlü kadınlığımın tenini ezip geçen
varlığımın perde aralığından sızan
sanatkâr bir tablo gibi asılı duvarımda
Yalnızlığımın baştacı bu gecede
uyuyan bir rüzgâr cennetimin kapısında
yoksul bir emanet gibi kalacak
her gülümsememe
yazgımın görünmez duvağında aşkın
bir taş gibi ufalanıyor yüreğimin üstünde
Ah
kalbim güneşidir sancılı gecelerin
hasretimin cılız bedeni
yığılır kurak çöllerine
ölümün güzel bir melodisi yoktur efuli
ağıt çığlıkları atıyor kalbimin suskunluğunda
yaşamı kökünden kurutan
zalim bir cellat mı hayat
Arkanda sancılı bir mezar bıraktın efuli
Ben yalnızlıklar abidesi
sükût-un vaveylasıyım
Tebrik ederim şaire.
Bir düş yanıltısıdır insan hayatı. Yenilgileri geçip gider bir sonuca varmak için. Her sevinci bırakıp geride... Yürekten tebrikler Gizem hanım, kutlarım. Saygılarımla İoannis Bozikis
Siz sůkut edin.Nasıl olsa şiir söyledi söyleyeceğini.Selamlar.
Susmaların derinliğinde anlatabilmek her şeyi en çok da kendimize kutlarım Gizem hanım sevgiler
Şair sözcüklerin gücünü öyle başarılı kullanıyor ki okura ilham kaynağı 🍀 Kutlu şiirin şairini kutluyorum 🍀