Kadavra Masallar

Kadavra Masallar

Hep ayni rüyayla düşüyorum ölüme

Hep aynı gerçekimsi hayatı yaşamaya çalışırken nefesim bıçak gibi saplanıyor ciğerime


Aslında böyle değildim

Bir gece uyandım hayattan

-Gözlerimde yüzyıllık bir uykusuzluk-

Martılara özendim

Kulakları tırmalayan sesleri uyutunca beni

Benim ninnimin çirkinliğe muhtaç olduğunu kavradım


Ve kendime yeni bir masal yazdım


/Çok uzak diyarlar halen varken

Tüm o çirkinliğin ötesindeki saflığı gören biri varmış

Gecenin en koyu olduğu zaman

Güneşin gücünü topladığına inanırmış/


Sonra yine hayata daldım

Kefen beyazı bir elbise üzerimde

İblislerin dişlerini tenine giyinmiş çiçeklerin arasında yürüyordum

Bir bedeldir her yol

Biliyordum ama

Bir beyaz bu kadar kanamamıştır inanın


Çiçeklere takılarak parçalandığım o yerde

Kanını akıttığım bedenim değildi biliyordum

-Ben beyazın ahını aldım-

Parçalanıp düşerken etlerim yere

Attığım hiçbir çığlıktan utanmadım

Çünkü ilk defa

Korkudan ya da acıdan haykırmıyordum


Ve kendime bir masal daha yazdım


/Çok uzak diyarlar halen varken

Aslında ben böyle değildim diyen biri varmış

Uyuduğunda uyanır

Uyandığında uykuya dalarmış/


Sonra bir rüyada uyandım

Acıyordum hem de çok

Sıyırıp attım yalanların etini kemiğinden

En sona

Yüzümdeki maskeyi bıraktım

Ben o maskeyi parçalayıp çirkin bir kemik yığınına dönerken

Aslında cüretkarca Tanrı’ya meydan okuyacaktım

Çünkü

Tanrının yanağımda patlayacak tokatı

Gitmem gereken o kutsal yolda atılmış

En geçerli adım olacak sandım


Nasıl oldu bilmem ama

Şefkatiyle sarmalanmaktansa

Acı çekerek kurulan bağın büyüsüne kapıldım


Ve kendime bir masal daha yazdım


/Çok uzak diyarların artık önemi yokken

Hep aynı rüyayla

Gözleri açık ölüme düşerken hayata uyanan biri varmış

Bir gece son defa uyanıp hayata

Martıların çığlıklarıyla yüzyıllık bir uykuya dalmış

Avuçlarında sımsıkı tuttuğu o kağıtta kendi masalını anlatmış


/Bilinirliği artık bilinmeyen bir zaman içinde

Çok uzak diyarlardaki o yere ulaştım

Zamanın hükmü kalktı üzerimden

Artık ne uyumak ne de uyanmak zorundayım

Üzerimde artık kanamayan beyaz bir elbise

Sıyırıp atarken kemiklerime yapışıp kalan her bir yalanı

Son kez ama ilk defa ne gördüğümü bilerek aynaya baktım

Ve nihayet

Kadavrasına muhtaç olmayan

Çırılçıplak

Kimine göre çirkin

Ama hiç olmadığı kadar gururlu bir iskelettim artık/

22 Kasım 2021 108 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 2 yıl önce

    Bir kaç kere okudum ama her bölüm tek başına şiir olduğu için çok çok uzun yazmak lazım ve ne zamanım, ne de ruh halim müsait... Şunu diyeyim; güneş hep gücünü toplar ve aydınlatır dünyada denk geldiği yerleri... Yeter ki insanlar da onun yaydığı ışıkla aydınlansın, içini karartmasın. Sonrasında daha çok masal yazar, seninkiler gibi umut dolu hem de... Ta ki final bölümüne kadar. O zaman geldiğinde de gerçekleşen masallar yazdığı için gururla dolu olur zaten gitti yerde... Sağlam ve dik şiirdi yine... Işığın solmasın hiç kardeşim. Saygılarımla...