Pembe Çizgili Bir Fil
Karmaşanın kanatları ağır geldi
Düştüm
Neden hep siyahsın dedin
Ben mecburen sustum
Kendini tüy sanıp uçmaya çalışan bir kaya
Pembe çizgilerine aldanıp
Kocaman bir fili kucaklamaya çalışan talihsiz bir karınca gibi
Çabaların saçmaladığı bir diyarda
Acılar içinde gözlerimi karanlığa yumdum
Öyle çok korktum ki
Ben mecburen sustum
Sebebi bendim tüm bu saçmalıkların ama
Kendimi suçlayamazdım
Zihnimde kendimi haklı çıkaracak replikler yazdım
Aslında bakarsan her şey mantıklıydı
Sebeplerim çoktu
Sonra bir şüphe yeşerdi içimde
Belki de
Bahanelerime oldukça inandırıcı kılıflar giydirmiştim
Gerçeği hiç bilemedim
Ben mecburen sustum
Mesela deseydim ki sana
Bu yüzden yazamadı ellerim
Parmaklarıma dolanmış kalemin ucundaki kayayı bile bir tüy sanmıştım
Bir boşluk oldu yazmaya çalıştığım her söz
Pembe bir fil düşünce üzerlerine
Anlamsız mırıltılar arasında anlamlarımı yitirdim
Kocaman bir hiçtim artık
Ben mecburen sustum
Tüm bunları anlatsaydım sana
Bana inanır mıydın
Ah
İnanmasan da gerçekten kötü durumdaydım
Öyle çok yarım kalmışlarım vardı ki içimde
Ağır geldim hep kendime
Taşıyamadım
Ne vazgeçmem gereken zamanı bildim
Ne de “işte tam zamanı” denilen o sözü
Tam da olması gereken zamanda yerine getirdim
Erteledikçe
Sıranın da
Hali hatrı sorulanların da en sonlarına itildim
İşte tam da bu yüzden sen beni hiç göremedin
Ama her zaman bir bedel vardı
İçten içe inkar edemezdim
Ben mecburen sustum
Bak
Bu sefer gözlerim ödüyor bana kesilen cezayı
Karanlıkta yerimi belli eden parlak gözyaşlarımı geceye düküyorum
Evet artık kaçış yok
Maalesef herkes görebilecek gerçek beni
Ama kabullenince insan kendini
Saklanmak ne de gereksiz bir eylemmiş
Çok geç olsa da anladım
İşte bu yüzden
Siyahtım
Siyahtan da öte bir karanlıktım
Sormuştun ya bana neden diye
Tüm bunları sana nasıl anlatacaktım
Anlatamazdım
İşte ben bu yüzden mecburen susmuştum
Şimdi neden mi anlatıyorum sana her şeyi
Çünkü
Şimdimin susması
Geçmişimin konuşmasının anlamıyla yer değiştirdiği için konuşabildim
Çizgi filmleri şairleri derneğinin yapmış olduğu açıklamada Pembe Fillerin nesli tükenmekte olduğu beyan edildi, diğer fillerin pembeye boyanarak üzerlerine turuncu veya mavi veya eflatun veya turkuvaz veya fıstık yeşili limon sarısı vb vs gibi gözler gördüğünde zihne aydınlık ve umut fısıldayan suskunlukların karanlığa karşı oluşturulan yeni kuşak güç birliğinin kahvaltı sofrasında üç zeytin iki dilim peynir yeterince tatlı çikolata doğa üretimi bal sütün üzerinden kaşıkla alınarak bir gün bekletilmiş kaymağın yanında kadim bilgelerin kahvaltıdan önce içtiği suyun içine damlatılmış iki damla alın teriyle, bölgesine göre yağan mevsimin ilk yağmurundan biriktirilmiş şifa niyetine iki tatlı kaşığı bulut suyunun yanında, kadim toprakların maddeleriyle oluşmuş buğday ve arpa ve yulafın un haline getirilerek ekmek denilenin ince dilimlerinin ısıtılıp üzerine dünyaya ayak basmış ilk ineklerin soyundan gelen sarı çizgili ineğin sütünden yapılmış tereyağı ile tamamen meşe ağacından yapılmış çatal ve kaşık ve bıçakların marifetiyle, bahar kahvaltısı için soğuk akan bir orman içi derenin yanında kulaklara gelen şırıl şırıl su sesine son çağların efsane içeceği olan cigarettinin dumanlattırılması sonucu haberleşmede çığır açan kadim bilgelerin selamları ve saygılarının gönderdikleri anlaşıldığından, hafif bir tebessüm ve takdirlerin kabulü olarak sunulan eflasyon verilerinin haberleşmeyi engellemesi sonucu ortaya çıkan şiirlerin ayrı bir duygu ve his ve duyuş ve görüş neticesinde hu ugh denilerek kalplerin zihinlerde oluşturduğu otoyollardaki antikor devriye arabalarının damarları tıkaması sonucu yeşil ve sarı ışıkların kırmızıya karşı verdiği mücadelenin eseri olan güzel şiirinizi tebrik ederim nesildaşım... hiç üşenmedim yorum yazarken uzaylı akrabalarımın göndermiş oldukları hayallerin resimlere dayalı anlatılması sonucu insan denilen dünya üzerindeki kalabalıkların da selamı ile:)))
Aslında önemli bir konudur ama genellikle gözlerden kaçar ya da okunur geçilir. Neden behsediyorum? Şiirin Başlığı' dan elbette. "Pembe Çizgili Bir Fil". Etkili mi etkili. Aslında şiirin teması da bu başlığa bağlı olarak okuyan insanı alıp götürüyor. Bir şair arkadaşım şiirleri önemli kılan başlıklarıdır der. O başlıkları akılda kalır yazan her kimse unutulmaz... Sizin şiirlerde alttan gelen bir dalga bir akıntı var. Aksiyon mu bu? Bilmiyorum. Belki de okuyanlar nasıl bir duygu içindedirler onu da bilmiyorum. Öte yandan Sylvia Plath' ın kocası şair Ted Hughes' in dokunuşları da var. Okurken her an bir şey olacakmış gibi gelen bazı dizeleriniz bana bu hissi ister istemez verdi....Kutlarım...