Yeni Bir Türkü
Y'den
Ölmezsek bir daha açarız dem’ini.
*
Bir damla nefesçiğim akarım seller gibi
Kök salarım kalbine deşme bulunmaz dibi
Mevsim mevsim yeşerir doğar dal dal yapraklar
Hep güneşi yoğurur gözlerimde topraklar
Sözlerim tufan gezer dişlerim çeker nem’e
Hey gidi kör gerçeklik çile benim kime ne
Mum yakıyor güneşten şamanlarım dervişim
Benimdir kilit taşı ben nereye ermişim
Şimdi bu hayallerde girdiğim türlü kılık
Kimdir peygamber, sen mi, çürümüş kanlı sarık
Kara sancak taşıyan tutsaktır bu hilale
Kumaşı Malazgirt’tir nakkaşı Çanakkale
Dalgalan sen ki dertsiz, tasasız bin yıllardır
Tut elimden a yârim bu zillet bana ar’dır
Kafkasya Kırım benim şenlenen bozkırların
Şimşek gibi eritsin çölü kıl çadırların
Erciyes eteğinde ozanlarım terlesin
Türk, insanı, insan da; uygarlığı birlesin
Costantiniyye derler fitne fesat kahpendir
Yıkılacak, yeniden kurulması uhdendir
Balkanlar büyük emek saray yedi bitirdi
Çadırdan saraylara girdiğim gün, yitirdi
Can yoldaşlarım gibi bir bilinmez seferde
Adı yok ocağında toplanacak nefer de
Arifler verecek de usul usul nefesi
Yürekler kendisinden hissedecek sesini
Bastırmak için yine çıldıracak rütbeler
Din diye sömürecek çapsız çapsız hutbeler
Ben çok ağladım dostum bulanık sele döndüm
Kahırla karışınca tertemiz hâle döndüm
Gülzarımın kokusu yayılsın buram buram
Ankalar küle dönmüş dağılmış gönül yuvam
Bülbül; boynun vurulsun, gül; dikeniyle yansın.
Yer yarılsın çatlasın gök düşsün yere insin
Bülbül kimi kahırdır kimi kurumuş ırmak
Gül mecazı şairin gerçek diken’i kırmak
Beş bin yılımın sözü dilin dizginini tut
Din haddini bilseydi kibirlenmezdi Nemrut
Ne Nemrut ne Firavun ne Peygamber Halife
Bu çağda gereksizdir gerek yoktur tarife
Kimse eşkıya doğmaz bela olmaz it salmaz
Cahıllık saldırırsa şeref namus şan kalmaz
İnsanın hükmü kalmaz haksızlık yapılırsa
İfridin sonu gelmez insandan sapılırsa
Şair şiir dergâhı sen’i yenme fırsatı
Geçmişe secde eden âlimin kan sanatı
Kılıca yol gösteren kalemin erdemidir
Erdem odur ki sözün gönül almış dem’idir
Sözü eğip bükmeden söylemekse delilik
O yüzden deli kana sökmez çapsız velilik
Düşene el uzatmak Türk’ün büyük mirası
Din dil ırk bilir miydi Türk’ün kimdi Havva’sı
Bayrağı bayrak yapan ilim fen ve hukuktur
Her devirde cahillik hayal satan guguktur
İnsanlığın yasası kardeşliğin kıstası
Eskilere özenen bence bir ruh hastası
Bayrağı kim besliyor kan can nefes emek mi
Sultanın yalanları insanları yemek mi
Hem yerde hem de gökte alın yazım bir; insan
Kimi gıpta ediyor kim der biçimsiz lisan
İşte hep bu yüzdendir gülerim şu halime
İnsanlık dediğim bir “insan” kutsal kelime
Melek sahte, lügat sus, kan döktüm asırlarca
Daha doymadım sanki doyamam parça parça
Yiyelim efendiler çürümüş ve kokuşmuş
Muz portakal elma dut balık dana domuz kuş
Haram helal müstehap günah sevap ne varsa
Fikir fakir düşünce hırsı kaldırıp tırsa
Durun devir değişti eskiye eski denir
Eskiyi taklit ettim, peynir, küflenmiş peynir
Patates yazacaktım pes artık pata tes tes
Dudaklarınız gülsün patates ve yes yes yes
Ağlayın efendiler dinozor milletleri
Kan dökmek için kalkıp kullanın ayetleri
Düdük çal İsrafil’e uyansın uykusundan
Görelim kim insanmış kimmiş üstün us’undan
Mahşer mahşer denilen ey şairler gökte mi
Yoksa kor taşıdığım dilimdeki yükte mi
İdraksizler bilmem ne bahsediyor durmadan
Cahıldan zalımlardan insafsızdan el aman
Üç günlük dünya için beş bin yıldır bir yarış
Hiç bitmedi bu savaş gelmez sahici barış
On altı bin senedir belki daha da eski
Mühür olur vururuz zalimlere bin keski
Avcı dediler bizden sonra gelenler bize
Hayatta kalmak için kan döktük dize dize
Demiri eğeledik eyerledik atları
Çıktık seyr ü sefere açtık şol kanatları
Hiç düşman aramaya gerek yoktu, ki elbet
Yukarıdan bakınca karıncaydı her millet
Uygarlık gökte, yensek şu çekim yasasını
Yeneriz elbet hem yılanı hem asasını
04.05.2020