Araf


Bilmem ki bugün günlerden ne? Ayın kaçı? Hangi ay şimdi? ...zaman kavramını yitireli çok oluyor. Bu satırları kim okuyacak ya da neden yazıyorum onu bile bilmiyorum.( Tek bir tarih kaldı aklımda kıyamet 2019)

Sanırım yalnızlık artık öyle içime işlediki bir kez daha hatırlamak istedim biriyle konuşmak nasıl bir histi...

Direndim, direnmedim değil inan bana ama tek başına bu hayata ne kadar dayanılır. Tüm sevdiklerim gitti hatta nefret ettiklerime bile muhtaç kalacak kadar çaresizim...aslında öyle komik ki...hayatımda hiç bir zaman şanslı olmadım. Hatta tersine hiç mi yüzüm gülmeyecek, diyenlerdenim. Nasıl oldu anlamadım kiyamet koptu ve bir tek ben hayatta kaldım. Evet, evet gerçek kıyamet...hani şu bildiğimiz dünyanın sonu. Hem de öyle bir zamanda oldu ki bu, düşündükçe kendi kendime gülüyorum içine düştüğüm ironiyi...kendi hayatıma son vermeye karar vermiş ve kaçınılmaz olanı yapmaya çalışırken....her şey dağılmaya başladı. Tanrım nasıl bir gürültü ve yıkımdı gözlerime inanamadım. Insan çığlıkları, sesler, sirenler tam bir kaos..nasıl unutulur ki...aklıma geldikçe gözümden yaşlar boşalıveriyor gördüğüm dehşetten...Düşün herkes her şey bir anda bitti. Heryer yanıyor herkes kaçışıyor dünya yerinden oynuyordu sanki...ben ise hayatta kalmak için kaçtım...ben az önce canımı almak için çalışan ben bu sefer ölümden kaçıyordum...komik değil mi???

Kendine geldiğim zaman bildiğim dünyadan geride bir şey kalmamıştı. Tüm insanlar birden ortadan kaybolmuştu...tek bir canlı bile kalmamış düşünsene...uzun zaman, belki birileri hayatta kalmıştır diye her yeri aradım...sonuç koca bir sifir...

Şimdi düşünüyorum halen hayatta kalmamin amacı nedir? Sanki Tanrı bana kızdı ve bildiğim tüm dünyayı sırf bana ders olsun diye ellerimden aldı...Tek bir akılsız kul için böyle bir yıkıma sebep olur mu? Tüm bunların sebebi ben miyim?

Artık neye inanacagimi bilmiyorum...sadece çok yorgunum ve artık dayanmaya gücüm yok...ışte bu yüzden bir veda mektubu yazıyorum...artik zamanım geldi..yaşarken kendini kaç defa ölümle sınadım, ne salakmışım, nasıl körmüşüm...tüm sevdimlerim yanımda bana destek iken direnmeyi seçmemişim. Tanrım bu sefer affet!!! Ama çok özledim onları...şimdi aile mezarlığına gidip sevdiklerime kavuşacağım..artık zamanım geldi....

Elveda....

Oturduğu yerden kalktı ve mezarlığa doğru yürümeye başladı. Yıkık dökük, ölümüne sessiz sokakları geçti...artık son durağına gelmişti. Mezarlıktan içeri girdi öylece haraketsiz kaldı bir süre.. En son annesini gömdüğü zaman geldi aklına. Gözünde bir damla yaş beliriverdi...küçüktü o zamanlar ama unutamadı o günü hem de hiç bir zaman...hayat o günden sonra asla aynı olmamıştı ne onun icin ne küçük kardeşi için...o kötü günleri hatırladı birden...bir çığlık yükseldi içinden..sonra bir tokat attı yüzüne "kendine gel" diye bağırdı...yürümeye devam etti...son durağa yaklaşmıştı iyice...öylece sona doğru yürürken bir ses duydu ağlamaklı bir ses...bir insan sesiydi bu...içine bir alev düştü...acaba olabilir miydi? Yaşayan biri...koşmaya başladı sese doğru tüm gücüyle...nefesi kesilmişti ama duramazdı...yere düştü yuvarlandı birden...bir şey hissetmedi...duramazdı koştu...tam o anda gördü...mezarın başında bir kadın...ağlıyordu...öylece donup kalmıştı...ne yapacağını bilemedi. Yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Kadın hem ağlıyor hem bir şeyler söylüyordu. Çok ama çok üzgündü. Yaklaşmaya devam etti...kadın sanki tanıdığı biriydi...daha da yaklaştı...birden göğsünden bir alev topu fırladı...bu kadın...kız kardeşi idi...bedeninde insana dair ne kadar duygu varsa hepsini birden aynı anda hissediyordu...nasıl olabilirdi boyle bir şey...kardeşi bunca zamandır yaşıyor muydu...inanamadı...dizlerinin üzerine çöküp kaldi...artık tek yapabileceği ağlamaktı sanki...durdu ve sadece avazı çıktığı kadar bağırdı kardeşinin ismimi.... tum dünya sarsıldı hasret, acı ve sevinç dolu bu çığlıkla...gülümsedi ve bekledi...kardeşinin ona bakmasını...ama bir terslik vardı. Kardeşi onu duymuyordu. Nasıl olur du?? Bir daha bağırdı sonra bir daha sonra bir daha...ama kardeşi yine duymadı..ayağa kalktı ve kardeşine doğru yürümeye başladı. Yaklaştı ve elini omzuna uzattı, tam o sırada kardeşinin ağzından dökülen sözcükler tüm bedenini donmasına sebep olmuştu.

Abla neden yaptın?

Donup kalmıştı...sesi kesilmişti. Kardeşi ağlıyor ve bir mezar taşını okşuyordu. Işte o zaman baktı mezara ve okudu üzerindeki ısmi; kendi ismini....ve kıyametin koptuğu tarihi...

Blake Sky

1979- 2019

Kaçmak koşmak istedi...uzaklaşmak...kardeşine bakmaya kalbi dayanmıyordu...kendi mezar taşına bakmaya... artik her şeyi anlıyordu...ama çok geçti...çok pişman... ağladi sesi kesilene, gözyaşları tükenene kadar ağladı..ne kadar zaman geçti ne kadar ağladı kim bilir...

Ağlamaları kesik kesik hıçkırıklara dönüştü sonunda

birden öylece durdu; artık ağlamiyordu. bir rahatlatma kapladı içini. Artık anlamanın verdiği bir rahatlama...herkesin kendi kıyametiymiş meğerse kendi ölümü...Tanrı ona kizip dünyayı yok etmemişti...ama o gün başarmıştı anlaşılan sonunda kendini öldürmüştü...ruhu sıkışıp kalmıştı arafta..

kız kardeşine son kez bakti özür diledi...sonra tüm gerçeği kabullendi...gökyüzüne doğru baktı ve Tanrım artık hazırım ve anladım her şeyi dedi...çok ama çok üzgünüm...bedelimi ödemeye hazırım...

bir ışık süzüldü gökyüzünden...ışığa doğru yürüdü ve artık özgürdü....


17 Haziran 2019 5-6 dakika 20 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (9)
  • 4 yıl önce

    Hayatın her merhalesi ders dolu. Bu sınavdan başarı ile çıkabilmemiz için sanırım bir rehbere ihtiyacımız var ..

    Şiirde olduğu kadar öyküde de çok başarılısınız Menekşe hanım. Akıcı bir üslup, hayatın farklı kıyılarını çok güzel anlatan bit eser Selam ve saygımla

  • Çok etkileyici bir öykü, özenle seçilmiş sözcükler öyküye daha bir anlam katıyor tebrikler.

  • 4 yıl önce

    genel anlamda yazmak insan olduğumuzun kanıtıdır. yazıya bir şekilde ucundan kıyısından tutunan yazarlar var. sonradan bu ucundan kıyısından eylemi derinleşmeye başlar ve siz ayrımında bile olmazsınız. aslında yazı bilindiği gibi umuda da yolculuktur. insanı yetiştirir büyütür ve olgunlaştırır da tüm zorluğuna rağmen. bir konu bitip de kalemi son yaprağın üzerine bıraktığınızda başınızı kaldırıp pencereye düşen ışınlara ve sokaktan gelen yaşam kokusuna dalarsınız. bu sizi gülümsetir...güzeldi ve açıkçası çok beğendim.