Astarya


- l -


Adem'in cesedi bak şu işte usta
yatıyor usta burada bak şu işte şu
asırlar önce düştüğü yerde yatıyor bak gördün mü
hem de hâlâ ulu orta ve hâlâ çırılçıplak
ve nasıl bir iştir ki bu hâlâ Havva'sız


bak şuraya usta şuraya bak görüyor musun
savaş sonrası ganimet kavgası yapıyor egemenler
ayakları Adem'in cesedini örten kanlı çocuk ruhlarının üstünde


nerede duysam tanırım ben bu leş kokusunu usta tanırım yeminle
o son toplu kıyım gelene kadar da orada duracak besbelli



- ll -


ömrümüz usta ömrümüz
astarya kadar kısa
bol hüsranlı asparagas
karın tokluğundan nice
kuru yatak döşekten hallice
ödenen bedeller paha biçilmez


asırlar geçse de üstünden
değişmiyor kulların bahtı demek
baksana nasıl da hep aynı
öteden beriye koşuşup duruyoruz
şu pust yuvası hayatın biz ırgatları
hem de sırtımızda asırlık bocurgatlar
elimizde nasır
sırtımızda kambur
dilimizde veryansınla


ben cahilimdir usta cahilimdir ben
ne çok sır saklanmış
ne çok ihanet gizlenmiş
şu gök denen içine ettiğimin cihannümasında
öğretmedi hiç kimse
yaşadıkça öğrendim
ne lanet işse bu
payımıza düşen nankör bir tragedya
gel de küfretme huyuna suyuna usta
gel de küfretme soyuna sopuna

...


öyle deme usta işin aslı öyle değil
hem sen kaç kere öldün ki usta
ha kaç kerre öl dün ki sen
nereden bileceksin
zamanında bağışladığın ihanetlerin
yaşarken gördüğün kabuslar gibi peşinden gelmediğini ölünce

...

tükendik diyorum usta sana tükendik anlasana
pes etmenin ramağındayız
ay bile terk etti son anda karanlığımızı
bir tek beyazı bahtiyardı zaten saçlarının
bir de aktıkça
toprakta özgürlüğüne kavuşan kanları kulların


önce gülün kokusu sarardı
sonra gülmenin
ardından ölümü soluduk usta
ölümüne soluduk hem de ölümü
gel gör ki ölmedikçe taş kesildik solduk



az önce yeşil iken
çöl gibi kuruduk şimdi
tüylerimiz diken diken


ama değişir elbet her şey
hep böyle gidecek değil ya
iyisi mi sen hazır ol
sıkı sıkıya kavgaya



- lII -


aşk ve ölümle kol kola geldik di'mi usta biz bugüne
söylesene usta söylesene
anlamam ben bu işlerden cahilim


ama var ya
kimi uzaktan sevdik çok uzaktan
kimi burnumuzun ucundakini ıskaladık bilirim
kimi denk geldik güldük
kimi denk gelmediğimiz için ağladık bunu da bilirim


sonra gördük kandırmışlar bizi hep
en büyük yalan mutlulukmuş meğer
ama çok sonra gördük bunu be usta çok sonra
öldükçe bildik bunu usta
öldükçe bildik
kimimiz ölemedi tabi sürünmekle yetindik


ah be usta ahhh
o aşk ki dertlerin en ulvisi
o aşk ki var olmayı aşkla ateşler
hınçla tüketir adamı


..


tanrılardan hediye o gülen yüz çatırdıyor her geçen gün
demişti eli viski şişeli herifin teki
anlamamıştım ve vardır bir bit yeniği demiştim bu işte
inanmamıştım koskoca adama


meğer doğruymuş usta
çatladı sırlar ve damarlar ve ardından
sırrı döküldü ruhların kırık ayna misali
arsızlığımız sırıttı yüzsüzce sonra
durakaldık usta ardından
durakaldık hep ömür boyu
ama utanmadık haaa ama hiç utanmadık
ve utanmamayı da umursamadık az sonra


bunlar belki de
gerçek aşka hiç dokunamadığımız içindir
ha
ne dersin usta
dokunabilseydik zülf-i yâr'e
belki de bambaşka olurduk
farklı olurdu dünya



- IV -




kimi zaman
demir kapının azgın soğuğuna değdi elleri kimimizin
hissetmedik acısını yapışıp kalan derimizin

hiddetimiz bunca susmuşluğumuza

...

çıplak ayak bastı çoğumuz
zindanın arsız taşına usta

dilimiz buz kesti
dişimiz titredi de
içimiz ürpermedi

kinimiz bunca göz yummuşluğumuza

...


uzandık mazgalına pencerenin
hani belki
bulutları görürüz dedik hani
bırak bulutu
avlu bile yoktu usta

av
lu
bi
le
yoktu


küçücük bir avluyu bile çok gördüler bize usta
küçücük bir avuntuyu bile


tırpanlanan saçımızdan
geriye kalan
gırcırlı meneviş

sakalımız bitli

ağzımız pas

alnımız pasak

gözümüz seyirik

yüzümüz kendine ecnebi

dilimiz dinimiz körlük


ve tüm cehaltimizle öğrendik


ha sen içindesin zindanın
ha zindan senin içinde


yine de
gittiğimiz yoldan dönmedik
içimizdeki zindanda köreldik hep
hep köreldik



- V -


söyle bana usta söyle bana
özgürce gülmek
gönülce türkü söylemek
keyfe keder yaşam gütmek
kaç vardiya
kaç duvar
kaç papel
kaç kuş kanadı
kaç kurşun atımı
kaç ölüm fermanı
kaç usta kaç ölüm fermanı
özgürlüğe bilet


kaç usta kaç
kaç içinde çivilenmiş betimsiz isyandan
kaç içinde yurt edinmiş o menfur gölge oyunundan



hayat dediğin
isyana gebe bir direnç olmalıyken
içinde şimşek gibi çakan kurşunları bir bir ayıkladığın
koca bir martaval karnavalı sadece
ister eşlik et
istersen etme
sürükleyip durur adamı peşinde



ki isyan
ölüme meydan okumaksa eğer
biz isyanı ölüm bildik



ama olsun
pes etmeyelim biz iyisi mi usta
belki bir gün
o soğuk demir kapının deliğinden bize de değer sevmek


..


.......
astarya >> limandaki bir gemiye, yük almak ya da yükünü boşaltmak için tanınan süre.
......
.

24 Ağustos 2021 257 şiiri var.
Yorumlar (6)
  • 2 yıl önce

    ustam süre dolmaz süre geçer de zaman mı geçmez..bir girdap hayat var yaşadığımız ve girdap bir şiir... iyi geceler..

  • 2 yıl önce

    Azınlık dediler usta azınlıklar..paryadan hallice rengi açılmış zenci..ataerkildi âdem usta ve çoğaldılar ruhlarda ve mutlu bir azınlık egemeni oldu dezavantajlı fukara hem de köleleşmiş çoğunluğun asırlık sabırında..kutlarım tebriklerimle şairi ve şiiri...

  • 2 yıl önce

    Direnci hayli büyük bir şiir, popülaritenin ötesi. Bir kıyım mesafesinde bütün dizeler👏 Sanatın aslî ve talî görevini başarıyla üstlenen bir şiirdi. Tebrik ediyorum efendim..

  • 2 yıl önce

    ".. özgürce gülmek gönülce türkü söylemek keyfe keder yaşam gütmek kaç vardiya..." söyler mi ki cevabı.. Kutlarım kaleminizi.