Işığa Yürüyen Hikayeler/Son Bir Yolculuk

Işığa Yürüyen Hikayeler/Son Bir Yolculuk

“Üzgünüm!

Şu an tıbben yapılacak bir şey yok.

Size bazı tedaviler önerebilirim. İleriki süreçte acınız artacak, bunlar için bazı ilaçlar yazacağım.

Bir kez daha düşünün lütfen!

Hastanede olmanız sizin için daha rahat olacaktır.”

Dedi doktor…

Öylece yürüyüp gittim. İçimdeki asıl acıyı bir tek kendim dindirebilirdim.

Önce son bir yolculuk...sonra...kendi seçimim.

Evet biraz paniklemedim değil. Bu sözleri duymak birçok kişide korkutucu bir etki bırakırdı. Ben de içimde büyüyen o heyecanı korku sandım bir an için. Sonra baktım içime özgürlükten sarhoştum...

Uzun zamandır farklı yaşıyordum birçok duyguyu. Bilinmez olanın heyecanı yerine, bilinir olanla yüzleşme isteğiyle dolup taşıyordum.

Ben, meydan okumadığım zamanları hiç yaşamaktan saymadım. Eksik kaldım hep.

Çünkü içten içe biliyordum, hayata meydan okuyacak cesareti kendimde hiç yeteri kadar bulamadım.

Aslında asıl sorun, yaptığım şeylerin “yeteri kadar” olduğuna kendimi asla inandıramadım.

Şimdi zaman biraz geç, tam da beklediğim gibi.

Sadece son bir yolculuğa ihtiyacım var o son yolculuğa.

Korkularımla yüzleşme zamanı geldi. Yeteri kadar olan ne bulmam lazım. Yeteri kadar zaman kaldı mı bilmeden gitmem lazım.

Şimdilik hoşça kalın…

Yumuyorum gözlerimi...

Sıcak bir yaz günü bugün. Bir göl kenarında uzanmış bulutları izlerken düşlüyorum kendimi. Sıcakla savaşmadığı zaman, nemi bedeniyle barıştırdığı zaman ve teslim olduğu o an her şeyi duyuyormuş meğerse insan.

Sazlıkların rüzgarla salınmasını ve iniltilerini duyuyorum. Bedenlerinden havaya süzülen o şehveti. Bir yanları alev, bir yanları buz.

Güneşle yanıp rüzgarla defalarca sönmek.

Ah ne tatlı bir hismiş, artık biliyorum.

Bir kuş süzülüyor. Bir kuş özgürlüğü taşıyor kanatlarıyla gözlerime. Gözlerimden süzülüyor özgürlük. Tenimde başka bir hissiyat. Ele geçirip baştan çıkarıyor beni. Sıcak bir yaz günü titriyorum tenimde arzunun ayak izleri. Bulutlar bir yatak yapıyor bana ve çağırıyorlar beni.

İkinci defa yumuyorum gözlerimi, tenimi titretiyor rüzgarın elleri ve biliyorum artık üşümeyeceğim geceleri.

Gece. Karanlık. Sesler yükseliyor her bir köşeden. Hiç bilmediğim ama evim kadar tanıdık ve güvenli sanki burası.

Uzun bir yol, ağaçlar olabildiğince çıplak alabildiğince büyük dallarıyla sarmalıyor her yanı. Çırılçıplak bir ay tam tepede, arzuyla dolduruyor ona bakanı.

Fısıldıyor kulağıma...

“Parlıyorum. Işıl Işıl bedenim. Serin bir akşam ve üzerimi örten gece...karanlık korkutmaz beni, ben yine de ışıldarım. Çünkü biz aşığız gece ve ben. Bir bütünün iki eşit olmamaktan korkmayan iki parçası.”

Yürüyorum. Adımlarım hiç bu kadar özgür olmadı. Sarhoş gibiyim. Sallanıyorum yolun ortasında. Ve nihayet dans ediyor bedenim kendi bildiği ve sadece kendi duyduğu o aşkla. Birer birer siliniyor veda cümleleri.

Üçüncü defa yumuyorum gözlerimi. Her yer karanlık ama korkmuyorum yalnızlıktan.

Havada süzülüyor bedenim. Ellerimi sarkıtıyorum ve denize dokunuyorum. Bedenini hissediyorum. Biliyorum o da beni hissediyor. Köpükleriyle karşılık veriyor parmaklarıma. Bu korkutucu güzellik karşısında gözlerim aciz. Birkaç damla yaş bırakıveriyorum teninin tam ortasına. Sarmalıyor deniz gözyaşlarımı. Çok daha büyük bir şeyin parçası oluyoruz içimizdeki onca yoklukla.

“Önemli değil diyor. Utanma. Soyun at ne varsa üzerinden sana ağırlık yapan. Olabildiğince hafif olmalı insan yolunu tamamlarken.”

Hem gülüyorum hem ağlıyorum. Bedenimde artıp duran bu arzunun tadıyla inliyor dudaklarım. Süzülüyorum havada, parmaklarım bedeninde denizin.

Artık hiç mi hiç korkmuyorum çünkü biliyorum bu yolda hiç yalnız değildim.

Zaman yetmez dediğim zamanları da bırakıyorum artık. Yeteri kadar neymiş anlıyorum belli ki.

Açıyorum gözlerimi.

Nihayet tamamlanıyor bu dünyadaki serüvenim.

Işığına yürümeye hazır artık hikayem. 


.......


Çok değerli Üstat için...

27 Temmuz 2021 3-4 dakika 20 öyküsü var.
Yorumlar (4)
  • 2 yıl önce

    not:) "Bende içimde büyüyen" Ben de, -de ayrı, gözüme takıldı orada.:)

    "Bilinmez olanın heyecanı yerine, bilinir olanla yüzleşme isteğiyle dolup taşıyordum." "Ben, meydan okumadığım zamanları hiç yaşamaktan saymadım. Eksik kaldım hep." "Gece. Karanlık. Sesler yükseliyor her bir köşeden. Hiç bilmediğim ama evim kadar tanıdık ve güvenli sanki burası."

    Şu cümleler; yakından tanımadan, zihnen tanıştığımız bir insanı ne güzel anlatıyor benim için. Kasımda tanışacağız aksilik olmazsa üstat'la..:)) bir aksilik çıkmaz umarım..

    Onun yazısını da okurum haftaya ,görmüştüm ama okuyamamıştım. Sonra bu yazıyı bir daha okurum. Eksik olma nesildaşım, kılavyene ve değer veren yüreğine acı değmesin. Saygı ve muhabbetlerimle..

  • Tebrik ederim Menekşe. Yine keyifle okuduk. 🍀 Güzel geçsin gününüz.