Kortekste Rövoşata
getto sokakları
sonbaharda ölü renge bürünürken
anlaşılması güç bir nedenle
bir kefen içinde soğuduğum
ve şişmeye başladığım hissi
çivitli evin penceresine yansıyor
meşgule
vererecek korkusuyla
her sabah
köşesinden geçiyorum
diyagonal adımlarla
en sevdiğim evin
geçiş izni bakışlar
ve yüzündeki edayla
güncelleniyorum her sabah
"günaydın"
geçiyor gözlerinde alt yazı
"çok özledim dün sabahtan bu yana"
clark çekmeyi
bilmiyorum henüz
"günaydın" diyorum
kızaran bir yanakla
diri tutmaya
yetiyor ilk göz teması
yirmi adım sonra
zay'oluyor endişe köşebaşında
mektuplar yazıyorum öğle yemeğinde
sabah verme gayesiyle
haftasonu bi kahve içebilir miyiz?
ciddi biri yoktur umarım hayatında!?
adın ne sahi?
sahipsizim
sahiplenmekten korkma!
vesaire
ve benzeri
ve daha bir sürü zırva
akşam çöküyor umuda
sokak lambasında
perde tadilatta oluyor
o saatlerde
yine de
bir ümit utangaçlığımda
şişman kadın
çoktan çıkmış oluyor geçerken
kapkara bir perde
camın dudaklarında
sabah olacak diyorum yine
bir kelebek
gülümseyecek yanağında
mektubu veremeyeceğim aşikar
o yazana dek
akut utangaçlığıma
seviyor biliyorum
istiyorum ben de
ya o düşecek camdan birgün
ya ben tökezleyip
vuslat çukuruna